İlk gün ki gibi sevecek,İlk gün ki gibi hissedecek olduğumu sanmıştım..
Neyse ki öyle olmadığını gün gün deneyimliyorum
Tuhaf değil mi ? Gelişini beklemiyorum,aklım hala gidişinde kaldı.
Unutuyorum nasıl güldüğünü,nasıl sevdiğini,nasıl dokunduğunu
İçime işleyişin kaldı bir tek, oda benim sana kattığım, oysa ki seninle alakası olmayan bir his.
Dalgalar vurdukça içimin kıyılarından uzaklaşıyorsun. Ufuk çizgisi çok berrak,ama sen o kadar güzel değilsin hani.
Hayatımda yaşanan hiçbir şeyden pişman olmayacağımın sözünü verdim kendime.
Beni pişman ettiğin için teşekkür ederim.
Sen bana,ben kendime ihanet ettim.
En azından daha fazla zararın dokunmayacak,zamanın bilmem kaçıncı diliminde kalmış acıların yasını, tutmam gerektiği kadar tutacağım. Eskiyecek tat vermeyecek bir zaman sonra,bunu biliyorum
Yaşanan hiçbir acı sonsuza değin sürmüyor...!
Beni mutlu edecek bir şeylerin arayışına giremeyecek kadar yorgun hissediyorum,evet hemde bu yaşımda.
Kendimi bir tuvalet tasının yanında kusarken hatırladığım bir gecede senide attım galiba içimden.
Bana bunu yapmana bir daha izin vermeyeceğimin kanıtıydı,ayık olmasına dua ettiğim kafam.
Sen nasıl bir ululuğa erdin o kafamın içinde de ben seni böyle ilahlaştırdım bilmiyorum.
İnsanların "Geçer,Biter,Gider,Zaman" kelimeleri içeren sözde avutucu ama aslında günün anlam ve önemini belirten bir konuşma zorunluluğu ile kurduğu o cümleler,artık gerçekten işe yaramıyor.
O yüzden bende anlatmayı bıraktım bir şeyleri.
Tarif edemediğim şeyleri yaşıyor,dile getirince ya acım küçümseniyor ya da boşver ile biten zaman kavramı ile daha beter hikayelerden kıssadan hisseler geliyor.
Bende biliyorum insanların daha büyük acıları var,bende biliyorum insanlar daha büyük dertlerle sınanıyor,bende şansımı bundan yana kullanmışım ne yapayım yani.
Herkesin acısı kendine büyük,herkesin derdi kendine ağır iken,kimseyle acımı yarıştıramayacağım inan ki...
Elden değil yürektende gelmiyor artık.
Eski bir resim,eski bir eşya gibi bir köşede duracak yeri gelecek güzel anılacak yeri gelecek,yerin dibine sokulacaksın. Eski jenarasyonun,en nadide parçası bile olsan içimde ;
Ne ben eskiciyim,nede sen 5 mandal edersin.
İyisi mi sessiz sedasız kaybol içimin denizlerinde,yada kafamın içindeki kara delikte.
Zira benim cesaretim çok uzun sürmüyor.
Mantıklı düşünüyor,mantıklı davranamıyorum...!